top of page


Edebiyatın Yasaklı Tarihi

 

ŞENOL YAZICI

 

...

 

Bu yazarlık zor iş, der Çetin Altan, A.ilhan’a yazdığı mektubunda. "Herkesin ısınmasını hoşlanmasını istediğin bir ateşte yanan odun gibisin. .."

 

Yazar ve  okur, altı bin yıl önceki ilk papirüs ve parşömenlere yazılan çivi yazı örneklerinden bugüne  uzanan yolda, sürekli bir kavuşma uğraşındadır. Yazılanların bazısı,  çağları aşarak bu onura erse de, çoğu zamanın içinde erir, yok olur. Arada bir de o kavuşma ertelenebilir. Bu, türlü nedenlerden  olabileceği gibi bazen toplum düzeni, bazen genel ahlak, bazen de siyasi erk ya da  egemen güç yazılanı sevmez, yasaklar. Ne var ki, bazen yasak sevdayı kışkırtır, çoğaltır, engellere karşın başarır kimi, binlerce yıl Homeros gibi, Montaigne gibi, Pir Sultan gibi sonsuz genç yaşar.

 

Oysa her şey ne kadar basit gözüküyor. Birilerinin yazara garezi olduğunu düşünüyorsunuz. Birkaç öznel satır, dünyanın ocağına  nasıl incir diker ki?

 

Guliver’in Gezileri komik bir macera romanı değil midir, ilk bakışta? Sosyolojik açıdan baksanız 18. yüzyılının İngiltere’sinin alaycı bir dille incelemesi, çocuk edebiyatı bakımından devler cüceler, konuşan atlarla işlenen bir fabl, gezi örneği olarak düşünsek düşsel bir geziyi anlatan ilk örneklerden, klasikler yönünden batı edebiyatının değerlerinden biridir. Yazarı Jonathan Swift'in yazarken öngöremediği  türlü adlandırmaları ve yakıştırmaları üstlenerek çıkan kitap, yaşadığı dönem İngiltere’sinin, yazarları ve bilim adamları   dahil, her unsuruna saldırmakla suçlanıp bir süre sansüre uğrasa da,  sonraki zamanlarda yeni tanımlamalarla güçlenip sosyal hicvin başyapıtı olacaktır.

 

Biris evinde oturup düşlerini, fantezilerini yazıya geçirmişse başkasına ne? Nesimi, Hallacı Mansur,  Nazım Hikmet kendi pencerelerinden  Tanrı’yı, insanı, Anadolu’yu  ve emekçiyi öyle görüyorsa  kime ne? Ama birileri tarihin her çağında derin ilgi duyar yazarın düşündüğüne, yazdığına. İlgiyle de kalmaz,  dediğinden dolayı kiminin diri diri yüzer derisini, kimini dara çeker, kimini de mahpus damlarında çürütür, yetmez doğduğu topraklarda ölme hakkını alır elinden. Neden sonra da itibarını iade eder.

 

Hemingway, Jack Landon gibileri saymazsak, fiziksel güç olarak ürkütücü bir örnek olmayan yazarın, toplu tüfekli egemen iktidarı nasıl dehşete düşürdüğü anlaşılması zor ve  geniş bir konudur.

...

 

 

bottom of page