Şenol YAZICI
...
ANİTA da ÖLDÜ
Dolce Vita’nın “Buzdan Venüs’”ü o gösterişli sarışın, güçlü kuvvetli ama her şeysi yerli yerinde muazzam orantılı ölçüleri olan bu çocuk yüzlü kadın, hem çekici hem etkileyici, hem güzel; olağanüstü göğüsleri, kalın güçlü bacakları olan Anita Ekberg de öldü.
Sunucu anlatırken o garip soru sızıyor beynime. Aşkın emeklliği var mıydı?
***
İlahi facebook arkadaşım, aklıma gelenleri samimiyetle seslendirince sana biçilen rölün küçük kendiminkinin de büyük gözüktüğünü söyleyip bir de küsüyorsun. Sevincimden şaşkınlığımı görmüyorsun. Aşk bu, bu yaşta söze dökerken alıştırmalı, birden denilecek söz mü? Zemheri de hıyar yer misin ihtiyar gibi… Şaşırtır, tersinden daldırırsın suya böyle… Bilmem bile diyemem, dibini bulamadan biliyormuş gibi söz ürettirirsin bana.. Soramam da Aşk Emekli Olmadı mı Hala? Hem anlamazsın hem de anlatmama olanak vermezsin...Ama bu bak kaygıyı bitirir, aynı dili konuşmayandan, birbirini anlamayandan aşık olmaz. Ancak hormonal bir şey olur ki, bu yaşta o da olmaz...
Çoktandır o bizi, biz onu unuttuk, yaşıyorsa bile acaba aşk bildiğimiz eski aşk mı?
Denesek mi, kaygılarımızı aşıp? Belki bir daha hiç şansımız olmaz... Moda değişti diyelim, deneme izni verildi, iyi de... Kiminle... Yer çekimi tersine dönmezse eğer “dam”ı nerden bulacağız, hala hormon üreten... Aşk tek başına yapılamayan değil miydi?
Yorulmak bir şey değil de korkum ya aşk ölmüşse?
İyisi mi riske girmemeli, biz müzik yapalım ya da kitap yazalım.
Aslında görmediğimiz ne biliyor musun, on dakikalık bir eylem aşkı bina ediyorsa , bir evliliği otuz yıl, kırk yıl sürdürmek nasıl mümkün olur, insan eti onca ağırken?
Gel keyifli bir çay demle. en güzel giysilerini giyin, makyajını yap, oturup konuşalım, bu gece balkonda uyuyalım. AŞK en çok paylaşmak değil miydi?
..."