Eskiden sadece radyonun yol arkadaşı olduğu dönemlerden yurttan sesler korosu vardı bir de Mustafa GECEYATMAZ...
Büyük annem ne biçim soyadı bu derdi, hin hin gülerlerdi birkaç çınar kadın. Neye gülerlerdi hala anlamam...
Nuri Sesigüzel'i de unutmamalı.
Sabahın köründe yaman bir güzel Türkçesi olan sunucu çağıldar gibi konuşur, anlatır; ardından "Manda yuva yapardı söğüt dalına"
Aşık Veysel çıkarsa terapi gibiydi, mahmur ruhun dingin ırmaklar gibi durulurdu...
Nasıl bir hoş sedaysa dün gibi aklımda... ve şimdi sevimli mi sevimli.
İnsan çocukluğunun ürünü; ötesi hikaye...
Artık esamisi okunmaz oldu onların da radyonun da, hele Türkçesi olan sunucunun da... Şarkılarsa herhalde seni söylüyor, beni değil...
Biz de avuntuyu başka yerde arıyoruz, hep zihin göçünden dem vuruluyor da estetik ve zevk göçünden söz eden yok...
Neyse birileri tükürmesin estetik zevkimize de razıyız.
Elin gavuru yapıyor kardeşim...
Hoş İndila yabancı da sayılmaz ya; her kıtadan bir şey var onda...
İNDİLA; "bir dünya çocuğu"
Sahne sanatçısıysan yaptığına tipin de uyacak.
Bizim Yılmaz Güney, Sezen Aksu gibi bir duruşu insan güzeli, bir duruşu sıradan; çok yetenekli olduğu her halinden belli, her durumda sevimli, sanki süsleyip salsan aleme sultan...
İndila kendini bir "dünya çocuğu" olarak tanımlıyor. Haksız da sayılmaz.
Bir Fransız şarkıcı ve söz yazarı dense de İndila'da yok yok. Cezayir, Mısır, Hint ve Kamboçya kökenlidir ve sahne adı olan Indila'nın Hindistan'a doyumsuz sevgisinden geldiği bilinir. Müzik kariyerine başlamadan önce Paris'in bir kasabası olan Rugnis'de turist rehberi olarak çalıştı. Büyükannesi düğünlerde şarkı söylerdi.
1984 Paris doğumlu İNDİLA çağının öncülleri başta Enrico Macias olmak üzere Michael Jackson, Ismaël Lo, Concha Buika, Warda Al-Jazairia, Jacques Brel, Lata Mangeshkar gibi sanatçıların etkisi altında.]
Öyle bir sanatçı Indıla.
Yeni kuşak şarkıcı, yumuşak sesi, hüzünlü yüzü ve Kuzey Afrika esintisi tipiyle hayli ilgi çeken, görkemli bir geleceğe yürüyen şarkıcılardan.
