Nazım Hikmet'in Doğum Günü Anısına
Şenol Yazıcı
...
Onca zaman karanlıktan sonra gün ışığı, gözlerine saplanan kan oluklu bir bıçak… Korktuğu buydu; uzun açlıklardan sonra, ışık ve sevgiyle ilk karşılaşma… Dev gövdesiyle kapının eşiğinde gökyüzüne uzamaya kararlı dikiliyor. Kimbilir, ne zamandır kullanılmayan ayaklar beceremiyor.
“...Bana yapmaya çalıştıklarını biliyorum..,” diyecekti mektubunda. ”...Ruhumu yıkmak istiyorlar.”
Bir duvar dibine çöküyor. Yükseklerde dağ, boz tüylü bir alıcı kuş, dönüyor.
Zor olan, uzun açlıklardan sonra sevgi ve ışıkla ilk karşılaşmaydı. Sevgiye çok var henüz, ‘Birtane’si çok uzaklarda, ama ışık; ışık bentleri yıkan su olmuş yüreğine doluyor. Beden ilk aydınlığı yudumlarken acı duyuyor. Çorak toprakların emdiği suyla yumuşayıp kabarması gibi usul usul uyanıyor ruh. İlk dize, patlayan ilk kardelen; buzu ve karı yarıp çıkan, zulmü ve zemheriyi yenen kardelen:
“ Bir tanem!
Başım sızlıyor,
yüreğim sersem!
diyorsun...”
diye yüreğiyle konuşuyor.
...